Tepkiyi doğru şekilde, doğru yerlere mi veriyoruz?

1
Latest posts by Aysun Saygı Köknar (see all)

Ülkenin bir süredir hem yaşadığımız afetlerin yaratmış olduğu travma, hem siyasi konjonktür, hem de ekonomik kriz nedeniyle yay gibi gerildiğinin eminim sizler de farkındasınız.

Geçtiğimiz yedi yıldır yurdumuzu mesken edinen Suriyelilere iyice alıştık da çeşitli mecralarda yasa dışı yollarla yurda girmeye çalışan Afgan sayısında gözle görülür oranda artış olduğunu yeni yeni izliyoruz.

İzlediğimiz videolarda kendilerine eşlik eden çocuk ve kadın olmadan, yanlarına bir kat çamaşır dahi almayan binlerce Afgan, elini kolunu sallaya sallaya akın akın Türkiye’ye giriş yapıyor.

Ne ırkçıyım ne de faşist ama ben bile ‘Hangi Avrupa ülkesi, hangi düzensiz göçmeni bu şekilde yurduna sokar?’ demekten kendimi alamıyorum.

Vatanını seven birçok kişinin benim gibi düşündüğünden eminim. Bu kadar da olmaz. Dingo’nun ahırına bile bu şekilde giremezsiniz!

Öyle ki sosyal medyada yapılan yorumlardan da yaşanan göç nedeniyle toplumdaki rahatsızlığı okumak mümkün.

Ben olan biteni uzaktan sessizce izleyip anlamlandırmaya çalışırken Ankara’nın Altındağ ilçesinde iki grup arasında çıkan ve gencecik bir insan olan Emirhan Yalçın’ın (18) ne yazık ki ölümüyle sonuçlanan kavganın ardından başlayan gerginlik patlak verdi.

Genç hayatını kaybedince buna kızan öfkeli kalabalık belki de aralarına karışan provokatörlerle birlikte ilçede yabancı uyruklu vatandaşların oturduğu evlere taşlı sopalı bir şekilde saldırdı ve sloganlar attı.

Mültecilerin iş yerlerine de saldıran öfkeli kalabalık dükkânların camlarını kırdı ve kepenklerini parçaladı.

Yaşanan gerginlik emniyet güçlerinin yoğun çalışması sonucu kontrol altına alındı alınmasına ama burnuma hala kötü kokular geliyor.

Toplum o kadar hassaslaşmış ve o kadar dolmuş durumda ki bana her an yeni bir olay patlak verecekmiş gibi geliyor. Bu nedenle siyasilerin ağızlarından çıkacak her cümleye bir değil beş kez dikkat etmesi gerekiyor.

Hiç kimsenin devlet izni ile ülkemize giriş yapmış insanlara, zavallı kadınlara ve küçücük çocuklara bu korkuyu yaşatmaya hakkı olmadığını düşünüyorum.

Hiçbir sebep olmadan dün onlarca aydınımızı gözünü kırpmadan cayır cayır yakan yobaz, cahil, vicdansız insanların bugünün araçlarıyla provoke edilince neler yapabileceğini düşünmek bile istemiyorum. 

Kızacak biri arıyorsanız savaştan, açlıktan, ölümden kaçan insanlara kızmak yerine; daha bizim başımız kabak, ayağımız yalın ayakken milyonlarca insanı ülkemize kabul edip, vatandaşlık veren, maaş bağlayan, eğitim ve sağlık hizmetlerinden faydalandıran iktidara kızın. Hakkınızı taşla sopayla değil oy verirken arayın.

Karşımıza çıkıp şu an yaklaşık olarak dört milyonu bulan Suriyeli ve neredeyse iki milyonu bulduğu söylenen Afgan akını hakkında tatmin edici, açıklayıcı, rahatlatıcı ve içe sinici bir açıklama yapma zahmetinde bulunmayan hükümet yetkililerine öfkelenin.

Millet açken, işsiz sayısı milyonları bulmuşken, gençler umutsuz, kadınlar mutsuz, eğitim nanay, Zeta varyantı pusuda, ödenecek faturalar kapıdayken neden bu kadar düzensiz göçmenin ülkeye kabul edildiğini açıklayacak birilerini arayın. Tabi varsa.

Halimiz şu an tam da kim kime dum duma…

Bugün yapılan açıklama yarın yalanlanıyor. Bugün yok olan yarın birdenbire var oluveriyor. Şaşırma.

Ve lütfen sosyal medyada göndere Afgan bayrağı çekenlere, sağa sola lafla saldırarak nefret söyleminde bulunanlara, provokatif paylaşımlarla karmaşa ve kaos ortamı yaratacak kişilere karşı çok dikkatli olun.

Bu zor zamanlardan geçerken olaylara mesafeli yaklaşmak, sakin kalmak, itidalli ve sağduyulu olmak sadece bilinçli yurttaşlık değil bir insanlık meselesidir.

Aman!

Sel felaketi

Orman yangınlarından sonra şimdi de sel felaketi ile üzüntüye boğulduk. İklim krizinin neden olduğu sonuçlar hayatı bize zindan ediyor. Bartın, Kastamonu ve Sinop’ta birçok vatandaşımız selden zarar gördü. Son belirlemelere göre on bir vatandaşımız ne yazık ki sele kapılarak yaşamını yitirdi.

Ölenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Selden zarar gören vatandaşlarımızın hayatlarının en kısa sürede normale dönmesi için gereken umarım ivedilikle yapılır. Allah hepimizin yardımcısı olsun. 

1 Yorum

  1. Dogrulari hep cebimizde aramak bazen cıplak gezmemizin hayali olabilir.Bugûnkü yasam bin yıl önceki yasamla ayni olmayabilir.Aslinda degisen hicbirsey yok sadece korkular degismis,yaşamdan korkarsa insan nefessiz kalir alır zanneder oksijeni aslında karbondioksidi aldiginin farkinda olmaz.Ucurumlarda bagirmak lazim ormanlarda,kirlarda ve enson sokaklarda.Kimbilir belki ozaman duyar insanlar birbirlerini.Kalemine saglik hocam

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz