Toplumsal Olarak Bir Cinnetin Anatomisi ve Stresle Başa Çıkmanın Yolları

0
www.themetapicture.com
Latest posts by Aysun Saygı Köknar (see all)

Bugünkü yazımın ilham kaynağı son günlerde gazete sütunları, televizyon ekranları, sosyal medya ve çevremizde rastladığımız akılalmaz olaylar oldu. Okul servisine geç kalan çocuğunu çamaşır ipiyle dolayarak travmatik bir cezayla terbiye etmeye çalışan anneler, terslendiği için seyir halindeki şoförün gırtlağına yapışanlar, mezhebime uymadı diye şort giyen kıza uçan tekme atan zır cahiller, düştüğü girdaptan çıkamayıp intiharla yitip giden canlar, özbeöz babasına kurdelalalı bomba paketi bırakacak derecede buhrana kapılanlar, karısını benzin döküp yakabilecek boyutta akıl kaçkınları, trafikte yan baktı korna çaldı diye tetiği çekip karşısındakinin topuğuna sıkan gözü dönmüşler… Ah ki ne ahh! İnsan yazarken bile fenâ oluyor. Toplumsal olarak darbe sonrası meydana gelen cinnetin anatomisini beraberce yaşıyoruz sevgili okuyucularım.

Birkaç gün önce kaleme aldığım ‘Biz insan mıyız?’ başlıklı yazımda belirtmiş olduğum gibi milletçe yaralanan yerlerimiz sancılar içinde, kıvranıyor ve hep birlikte kanıyoruz. Bir süredir toplumun en ince kılcal damarlarına kadar hissedilen baskı yaratan olaylar ve durumların sebep olduğu travma sonrası stres bozukluğu nedeniyle psikolojisi iyice bozulan bazı bireyler şirazeyi hepten kaçırıp, maalesef otokontrollerini tamamen kaybetti. İnsanın kendini önemsenmeye lâyık olmayan, değersiz ve anlaşılmamış hissettiğinde çevresindekilere olduğundan daha hırçın, hoyrat ve kaba saba davrandığını söylüyor bu işin uzmanları. Bir de buna sadece menfaat için sevildiği hissi, muhatabıma asla güvenemem zaten onun gözünde de pul kadar değerim yok, ayrıca şu hayatta sırtımı dayayabileceğim bir Allah’ın kulu bile kalmadı duygusu hâkim olmaya başladığında kişinin omuzlarında hissettiği tonlarca yükle, önüne çıkan herkesi ezip geçmek isteğiyle dolduğunun yansımaları, yaşanan trajediler. Kişinin öfkesini yönlendirecek bir kanal bulamadığında kendine yönlendirdiği de ayrı bir gerçek.

Bir an önce sosyolog, psikolog, nörolog ve psikiyatristlerin kolları sıvayıp beraberce bu işe el atması gerekmez mi a dostlar? Daha kaç insanımızın ellerimizden kayıp gidişine seyirci kalacağız. Toplumsal olarak sağlığımıza kavuşmamıza ön ayak olmak için Belediyelerin hem mekân hem maddi olarak durumu omuzlaması da işi kolaylaştıracaktır kanımca. Halktan bir birey olarak bendeniz konuya ilgi çekmek için bir çıpa attım; gerisi yetkililerin işi.

scoop-it
kaynak: scoop.it

STRESTEN KURTULMAK İÇİN BİRKAÇ İPUCU

Ancak; bitmedi, hemen oturdum stresten kurtulmamıza faydalı olabilecek noktalar hususunda bir de araştırma yaptım. Kendi tecrübelerimi de ekleyerek hazırladığım derleme, umarım hepimiz için faydalı olur. Sizin de işinize yarayan formülleriniz varsa mail atarsanız şıklara ekleyebilirim. Böylece hepsi bir başlık altında toplanır ve ihtiyacı olan birilerine belki bir faydamız dokunur.

Stres zaman zaman yaşamımızın her anına bir törpü gibi etki ederek, içsel enerjimizi yanlış yönlendirmemize veyahut kaybetmemize neden oluyor. Derlediğim ufak nüanslarla umarım sizler için huzur kapıları ardına kadar açılır. O zaman hemen başlayalım.

-Güne başlamadan evvel sahip olduğunuz güzellikler için şükretmek hem var olanların çoğalmasına neden olacak hem de yüksek frekansla akışta olmanızı sağlayacak. Güne pozitif bir başlangıçla giriş yapmak bağışıklık sistemimizin de güçlenmesine neden oluyormuş. Minnettar hissettiğiniz şeyleri kalem kalem bir liste yapabilir ve bunu gözünüze çarpacak bir noktaya asabilirsiniz. Rutin yaşam telâşesinde gözünüze takılacak pozitif uyaranlar her sabah antidepresan almaktan daha kolay, pratik ve ucuz.

-Evde, işte veya okulda yapılacak işler konusunda mutlaka bir program oluşturun. Halledilecek şeylerle ilgili düzenli ve organize halde olmak sizi endişelenmekten alıkoyabilir. Ayrıca yumurta kapıya gelene kadar yan gelip yatmadan; hazırladığınız takvime harfi harfine riayet ederseniz stres yapmak için bir nedeniniz daha ortadan kalkmış olur. Bana inanın.

-Hepimiz hayatımızı birileriyle paylaşıyoruz. Yaşamımıza dâhil ettiğimiz kişilerle yaşadığımız sorunları konuşarak kolayca halledebiliriz. Problem yaşadığımız kişilerle empati kurup onların pozitif yönlerine odaklandığımızda her şeyin daha kolay halledildiğini ben değil, uzmanlar söylüyor.

-Stresinizin kaynağı iş yerinde patronunuz veya iş arkadaşınız ise sorunla baş etmeye çalışırken kendinize kısa bir mola verin ve o gergin ortamdan birkaç dakikalığına da olsa uzaklaşın. Olay yerinden uzaklaştığınızda sinir katsayınız düşmüş olduğundan çözüme daha kolay ulaşabilir en azından duygularınızı sakin bir dille kolaylıkla ifade edebildiğiniz için sonrasında kendinizi öfkeli de hissetmemiş olursunuz.

-Bir yakınınızı kaybettiyseniz ve yas sürecindeyseniz her gün 30 dakika spor yaparak endorfin (mutluluk) hormonunuzun yükselmesini sağlayabilir, dolaylı olarak ruh halinizi olumlu yönde etkileyebilirsiniz.

– Ana odaklanın. Ne geçmiş tecrübe ne de gelecek endişelerine değil; yaşadığınız şu ana odaklanın. Bu farkında olma durumu bir süre sonra her günü doya doya yaşamanıza neden olacak ve anksiyete nöbetlerinin sebep olduğu enerji çöpüne de imkân vermeyecek.

by-vadim-trunow
by Vadim Trunow

– Yoğun dikkat gerektiren bir iş yapıyorsanız mesai başlamadan evvel ön hazırlıkların eksiksiz yapıldığından emin olun. Her şeyi iki kez kontrol edin, gözden geçirin ve kolları öyle sıvayın. Çalışmaya başlamadan evvel sevdiğiniz bir şarkıyı mırıldanmak, iş arkadaşlarınızdan birine espri yapmak veyahut sevdiğiniz bir içeceği içmek motivasyonunuzu arttırabilir. Stress out motivasyon candır.

-Diyelim ki eski defterleri dürüp yeni bir ilişkiye başlıyorsunuz. Stresin dibi arkadaşlar. Bu konuda da imdadınıza hoşlandığınız kişinin sosyal medya hesapları yetişiyor. İlk buluşma öncesi hayallerinizin prensesi & prensiyle ilgili yapacağınız ön araştırma ya da söz konusu şahsın kankasından alacağınız tüyolar sizin için altın değerinde olabilir.

-Takım işi yapıyorsunuz ve bu konuda stres yaşıyorsunuz. O hâlde en disiplinli en düzenli ve dakik olan siz olmalısınız. Ekibinizi pratik zekâlı, dinamik, tuttuğunu koparan ayrıca paylaşımcı kişilerden oluşturursanız stresin bacağını el birliğiyle kırmış olacaksınız.

– Benim gibi ergen bir çocuğunuz veya yakınınız varsa stresin sözcük anlamını tam olarak biliyorsunuz demektir. Ergenler kendi krallıklarına atılan her adımı büyük bir isyanla karşılamakta mükemmeller. Onlarla ancak kendi dillerinde iletişim kurduğunuzda kaleyi içten fethedebilirsiniz. Bu hafta sonu sevdikleri bir hobi ve alışkanlıklarını beraberce gerçekleştirmeyi teklif edebilirsiniz. Onları anladığınızı hissettirmeniz veya sadece kaliteli zaman ayırmanız bile bazen sorunu kökten halledebilir. Aslında öyle de tatlılar, böyle de minnoşlar canlarım benim.

weimarart.blogspot.com

-Stresin en baba kaynağı siz de olabilirsiniz. Hata yapmak insanın yaradılışı gereği yok olamaz. Deneme yanılma yoluyla gelişimimizin en büyük sıçramalarını yaşarız. Peki o zaman hata yaptığını kabul etmek, kendinle yüzleşip af dilemek en büyük erdemdir felsefesinden yola çıkalım. Yaptığımız hatadan aldığımız dersle telâfi yoluna gitmek karşı tarafın gözünde bizi daha da güçlü bir pozisyona sokar. Ayrıca, sürekli vicdanen suçlu hissetmek enerjimizi sünger gibi emerken; hatamızı kabullendiğimizde bir üst frekansa geçmiş oluruz. Tıkanmış olan enerji kanallarının hızla açılışına kendiniz bile şaşıracaksınız.

-Başarısızlığa değil, başarılı olduğunuz anlara odaklanmanız stresinizin büyük ölçüde azalmasına yardımcı olabilir. Siz eşi benzeri olmayan bir varlıksınız ve mutlaka bu dünyaya geliş amacınız var. Bu hep aklınızda olsun.

-Strese girdiğiniz anlarda burnunuzdan sakin sakin, acele etmeden derin derin nefes alıp birkaç dakika tutup balon üfler gibi dudaklarınızı büzerek yavaş yavaş verdiğinizde (en az yedi tekrar) hücrelerinize daha fazla oksijen gittiği için bu egzersiz relax hissetmenize yardımcı olabilir.

– Gün içinde yapabileceğiniz bir diğer yöntemse; gevşemek için sessizce oturabileceğiniz bir yer seçip, gözlerinizi kapayın. Bu sırada içinizden huzur bulduğunuz bir mekanı, veya anıyı birkaç dakika boyunca düşünün. Bu egzersizi her gün tekrarlarsanız kolayca otomatiğe bağlanabiliyor dipnot olarak vereyim. (imajinasyon yöntemi)

– Bilinçli olarak kendiniz için gülümseyen bir yüz ifadesi seçerek, yine kendi beyninize oyun oynayabilirsiniz. Gevşeyen yüz kaslarınızdan giden sinyaller, beyninizi ters köşe yapıp oyuna getireceğinden kendiliğinden serotonin hormonu (mutluluk, canlılık, zindelik hissi veren nörottransmitter) salgılanmasına neden olabilirsiniz.

– Hadi bu da altın vuruş olsun. Yorucu bir günün ardından stresi kapı dışarı edip rahatça uykuya dalmak için deneyebileceğiniz mucizevî bir pratikle bitirelim. Odanızın 21 derece ısıda ve tamamen karanlık olması kaliteli bir uyku evresiyle sabaha enerji dolu olarak uyanmak için şart. Araştırmalar, gün ışığı azaldığında başlayan ve gece yarısı pik yapan melatonin hormonunun (hücrelerin yenilenmesini sağlayan, vücut ritmini ayarlayan, bağışıklığı düzenleyen) ancak karanlık ortamda yeter düzeye ulaştığını kanıtlıyor. Uygun ortamı oluşturduktan sonra uykuya dalmak için kollar ve bacaklarınız serbest bir pozisyonda yatağınıza sırtüstü uzanın. Bu sırada içinizden vücudunuzun en rahat ve huzur içinde olan bir bölgesini seçmeye çalışın. Gergin bir günün ardından iyi hissettiğiniz nokta sadece burnunuzun ucu bile olabilir, hiç önemli değil. Bulduğunuz o yere iyice konsantre olun ve yer değiştirmesini, genişlemesini izleyin. Dikkatinizi harikûlade bedeninize odaklayın ve o minik huzur noktasının bütünü kaplamasına izin verin. Egzersizin oturur durumda versiyonunu gündüz agresif ve mutsuz hissettiğinizde gevşemek, geceleri sıcak yatağınızda bebekler gibi bir uyku çekmek için uygulayabilirsiniz ; orası paşa gönlünüze kalmış sevgili dostlar.

Benim için; HEPİNİZ AYRI AYRI TEK TEK ÖNEMLİSİNİZ. GARSON!0c7bb72bcfb3f3580d751c3d3d71c6ce

Herkese benden kucak dolusu esenlik…

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz