Ülkeyi tamamen korku, baskı ve yalanlarla yönetmeye çalışan bir iktidar var..

0

HDP Eş Genel Başkan Pervin Buldan, partisinin Parlamento Kadın Grubu Toplantısında konuştu. “Elbette HDP sadece siyasi bir parti değildir, bu ülkenin tüm sorunlarına adil, demokratik ve kalıcı çözüm üretmeye dayalı bir fikir, aynı zamanda bir çözüm modelidir.” diyen Buldan, şunları söyledi:

“HDP, kadın kazanımlarının gasp edildiği ve kadın düşmanı politikaların yükseldiği bir dönemde kendisini bir kadın partisi olarak ilan etti. HDP, kadın mücadelesinin yüzlerce yıllık mirasını sahiplenerek ‘Bu topraklarda kadınlar vardır’ diyen kadınları bir araya getirmeyi başarmıştır. Güçlü bir kadın mücadelesini ve siyasetini açığa çıkardık ve kadın özgürlükçü ilkelerimizi hep birlikte kadınlarla birlikte inşa ettik.

AKP- MHP erkek ittifakı kadın mücadelesine ve kadın kazanımlarına özel olarak yönelmektedir. Gaspçı uygulamalarıyla eşit temsiliyet ve eşbaşkanlık sistemimize saldırarak kadınları durdurmayı amaçlıyorlar. Eşbaşkanlık, kadınların uzun soluklu mücadelesi sonucu elde edilmiş bir kadın kazanımıdır. Kadınların politika yapım sürecine dâhil olmasını sağlayan bir sistemdir.

Bütün dünya biliyor ama buradan yine ifade edelim ülkeyi tamamen korku, baskı ve yalanlarla yönetmeye çalışan bir iktidar var karşımızda. Bütün devlet kurumlarını yalan üretim merkezi haline getirdiler! Sağlık Bakanlığı gerçek verileri halktan gizliyor. TÜİK gerçek enflasyonu ve işsizliği, halkın nasıl bir sefalete sürüklendiğini halktan gizliyor. Yargı, işkenceyi, insanlık suçlarını, kadına karşı suçları bizlerden gizliyor. Yalan medyaları, hakikati Türkiye kamuoyundan sürekli gizledi ve gizlemeye devam ediyor.

Diyanetleri, haram ve yolsuzlukları gizliyor! Birileri de çıkıp bunlar yalan gerçek öyle değil dediğinde hemen en iyi bildikleri tek silahı kullanıyorlar ve söyleyeni terörist ilan ediyorlar, polis devletinin araçlarını işe koşuyorlar! Ama bütün bunlar onların saltanatını kurtarmaya elbetteki yetmeyecektir. Biz kadınlar, biz hakkı yenen milyonlar, biz geleceği çalınan gençler, biz yarınları yok edilen çocuklar yalancının mumunu ilk seçimde söndüreceğiz.

Kadına yönelik şiddetin pik yaptığı, ülkenin adeta kadın mezarlığına dönüştüğü AKP iktidarı döneminde pandemi ile beraber kadına yönelik suçlar da katlanarak artmıştır. Yine Türkiye’de gerçekleşen çocuk istismarları da dünya sıralamasında en önlerde yer almaktadır. Hal böyle iken özellikle iktidar, kadınların kazanımı olan İstanbul Sözleşmesi’ni hedef almaktadır. Son dönemlerde bu sözleşme üzerinde bir çok tartışma yapılmaktadır.

Sözleşmeyi uygulamak yerine, sözleşmenin kaldırılmasını tartıştırmak; yeni cinayetlere ve yeni şiddetlere kapı aralamaktır. Bunun sorumlusu da bu iktidardır! Bu nedenle diyoruz ki; senin işin sözleşmeyi ortadan kaldırmak değil uygulamaktır. Attığınız imzanın gereğini yerine getireceksiniz! Bundan kaçamazsınız! Sözleşmeyi uygulamadığınız her bir anın ve işlenen her bir kadın cinayetinin sorumlusu sizin iktidarınız olacaktır.

O yüzden bir kez daha uyarıyoruz: Kadın düşmanı erkeklik sözleşmesini değil, İstanbul Sözleşmesi’ni uygulayın! Bu çağrımız sıradan bir talep değil, felaketi önleme amacıyla yaptığımız acil eylem çağrısıdır! Buradan, İstanbul Sözleşmesi’nin etkin uygulanması için siyasi partilerin kadın yapılarına ortak çalışma çağrısında bulunuyorum.

Eğer biz ortak zeminde çalışma imkanı oluşturursak o zaman iktidar İstanbul Sözleşmesi yerine getirmekte tek bir adım dahi geri atamaz. Eşitlikçi Kadın Platformu’nun bu konuda Meclis’e yapmış olduğu çağrıyı HDP olarak üzerimize alıyor ve mutlaka gereğini yerine getireceğimizin sözünü veriyoruz.Şu unutulmamalıdır ki kadınların evi; altında yaşadıkları çatıdan ibaret değildir. Kadınların evi ülkeleridir. Bu ülkede kadına yönelik tehditlerle etkin mücadeleyi düzenleyen İstanbul Sözleşmesi ve ilgili yasalar uygulanmalıdır ki kadınlar güven içerisinde yaşayabilsinler! Çünkü bizler çok iyi biliyoruz hiçbir politikanız ve de erkek yargınız kadınları korumuyor, korumak istemiyor.

İşte pandemi süreciyle beraber ayrımcı infaz ve örtülü af düzenlemesiyle nasıl bir kadın ve çocuk kıyımının yaşandığını hepimiz çok acı bir şekilde yaşadık ve gördük. Binlerce siyasetçi, gazeteci, öğrenci, avukat, yazar, hamile ve çocuklu kadınlar cezaevlerinde tutulurken, kadın katillerini, tecavüzcüleri ve çete liderlerini serbest bırakanlar o kişilerin suç işlemelerine olanak sundular! Bir ülke düşünün; hak arama mercii olan yargı, kadınlar söz konusu olduğunda suçu teşvik eden, şiddete kapı aralayan kararlar üretmektedir. Adalet değil şiddet üreten bir yargı gerçeğiyle karşı karşıyayız.

Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını takmayan Saray’a bağlı yerel mahkemeler kurdular. Sahibinin sesi olan bu mahkemelerin toplumu, hukuku, adaleti, kadını ve çocuğu koruyamayacağını hepimiz çok iyi biliyoruz. Unutmayın adalet bir gün size de lazım olacak! Hukuku bir gün siz de arayacaksınız! İşte HDP’nin bütün meselesi bu zihniyetin ürettiği adaletsizliğe, ayrımcılığa, eşitsizliğe, şiddete, yıkıma karşı bu alanda kadınları mücadeleye çağırmaktır. Bunun için ortak mücadele zeminleri yaratmak ve bulmak zorundayız. Bu çürümüşlüğe bir son vermek, insan onuruna yakışır bir yaşamı insanlık ve kadınlar için tesis etmektir! Ve bunu mutlaka başaracağız! Kadınlardan yana bir adaleti mutlaka tesis edeceğiz!

Bunların bir diğer yalanı da biliyorsunuz, ekonomi şaha kalktı yalanıdır. 18 yıldır bu ülkeyi çok ciddi bir gelir adaletsizliğine, yoksulluğa ve yolsuzluğa sürüklediler. Neden oldukları ekonomik krizin ağır faturasını ise her defasında halkın sırtına yüklediler. Özellikle cinsiyetçi ekonomik adaletsizlik milyonlarca kadının işsiz kalmasına; milyonlarca kadının kayıt dışı, sigortasız sosyal güvencesiz çalışarak yoksullaşmasına neden olmuştur.

Savaş politikalarına, S-400 füzelerine, tanklara, silahlara; yandaş şirketlere verilen usulsüz ihalelere harcadı! Yandaş şirket ve vakıflara yapılan ödemelere ne kadar harcadıklarını da her gün takip ediyoruz. Kendileri bin odalı sarayda yaşarken halkı ise kuru ekmeğe muhtaç ettiler! Askıda ekmek kampanyası açlık yoksulluğun Türkiye’nin yeni resmidir. Bir mermi kaç lira diye soran Cumhurbaşkanının yönettiği ülkede çocuk maması alınamaz hale geldi. İnsanlar pazara, manava gittiğinde ancak patates ve soğan alabiliyor. Çünkü başka bir şey alabilecek gücü ve imkânı kalmadı hiç kimsenin.

Kitlesel yoksulluk ve açlıkla Türkiye artık karşı karşıyadır! İktidarın rant odakları dışında, hepimizin bildiği 5 büyük yandaş dışında herkes kaybetti, halkın tümü kaybetti, çocukların geleceği çalındı! 2020 bütçesi, Saray’ın, savaşın ve yandaş sermayenin bütçesiydi. AKP iktidarının bütçeyi 2021’de de halktan yana kullanmayacağını biliyor ve görüyoruz. Hep birlikte eğer karşı çıkarsak 2021 yılı bütçesi de yine Saray’ın, savaşın ve yandaşın bütçesi olma itirazını göstermezsek böyle çıkacağını görmek gerekiyor! Başta kadınlar olmak üzere demokrasi ve barış mücadelesi yürüten tüm toplumsal kesimleri bu yılki bütçe teklifi görüşmelerinde demokratik, eşitlikçi ve adil bir bütçe oluşturabilmek için mücadele etmeye, bütçe hakkımızı hep birlikte savunmaya çağırıyoruz.”

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz