Yılbaşı kutlamaları

0
Mehmet Gündoğdu
Latest posts by Mehmet Gündoğdu (see all)

Tanım

1 Ocak’ta yapılan ‘Yılbaşı Kutlamaları’ her ne kadar batı Hristiyan toplumlarınca Noel’le birleştirilen bir kutlama olarak görülse de; Milâdî takvimi esas alan bütün uluslarca ve Hıristiyan dini mensuplarınca yeni yılın başlangıcı anısına yapılan, hem dini hem de kültürel ve geleneksel etkinlikler ve eğlencelerdir.

Tarihçe

Tarihin bilinen en erken dönemlerinden beri yeni yıl kutlamaları bütün toplumların geleneklerinde mevcuttur.

Güneş ya da ay takvimini esas alan uluslar, yılın çeşitli mevsimlerine denk düşen ve genellikle tarımsal faaliyetlerden hareketle  farklı yılbaşı günleri ortaya koymuşlardır. 

Türklerin ve Asya toplumlarının, Nevruz kutlamaları bu kabilden kutlamalardandır. 

Eski Romalılarda yılbaşı olarak kutlanan ve Orta Çağdan itibaren Hristiyan toplumlarca da yılbaşı olarak kabul edilmiş olan 1 Ocak tarihi, XIX-XX. yüzyıllardan itibaren (şüphesiz batının kültürel etkisiyle) dünyanın birçok halkları tarafından da benimsenmiştir.

“Osmanlıların Hristiyanların yılbaşına ilk ilgi göstermesi 1829  yılbaşında, İstanbul’daki İngiliz elçisinin Haliç’te verdiği baloya, bazı Osmanlı devlet adamlarının da katılmıyla başlamıştır.

İstanbul’daki diplomatik çevrelerin tertip ettiği yeni yıl balolarına Osmanlı devlet adamlarının katılımı ve zaman içerisinde yaygın olmasa da Osmanlı entelektüellerinin yılbaşına olan ilgisi artmış “diplomatik mülahazaları” aşmıştır.

Refik Halid Karay İstanbul’un işgal yıllarında yabancı ordu komutanlarınca düzenlenen yılbaşı eğlencelerinden şöyle söz ediyor: “Mütareke yılbaşlarına kadar bizler saat alafranga on ikiyi çalarken ışıkların söndürülmesi düzenbazlığını bilmezdik; limandaki vapurların da bu merasime düdük çalarak katılmalarını yine o işgal senelerinde öğrendik.” (Gökhan Akçura, “Osmanlı’dan Günümüze Yeni Yıl Kutlamaları, Toplumsal Tarih, Sayı:132, Aralık 2004 s.32-35.)

“Cumhuriyetin modernleşme çabalarıyla birlikte, Türk toplumu için yılbaşı kutlamaları giderek alışkanlık haline geldi. Yılbaşı, Cumhuriyetin modern eğlence algısının bir simgesi olarak kutlanırken çeşitli yasal düzenlemelerle Batı’ya entegrasyon için yeni adımlar atıldı. 

26 Aralık 1925 tarihinde “Takvimde Tarih Mebdeinin Tebdili Hakkında Kanun” kabul edildi.

Artık Miladi takvime geçilmiş, rejimin de gündelik hayatı dönüştürmeyi destekleyen tavrıyla yılbaşı eğlenceleri giderek kitleleşiyordu. 

Tevafuk bu ya, hafta sonuna denk gelen ve 1926’yı 1927’ye bağlayan gece büyük ilgi gördü. Öyle ki Elektrik İdaresi ilk defa saat 12’de kentin bütün ışıklarını bir dakikalığına kapayarak bir gelenek başlattı.

27 Mayıs 1935’de TBMM’de kabul edilip 1 Haziran 1935 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan 2739 numaralı ve 2 maddelik “Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun”la, yılbaşının tatil olması, yılbaşı kutlamalarının iyice yaygınlaşmasına neden oldu.

Bu düzenlemeyle yılbaşı eğlenceleri, azınlıklar ve elitlerin eğlencesi olmaktan çıkarak orta tabaka arasında da yaygınlık kazandı”. (Lütfü Tınç, “Bir Zamanların Asri Eğlencesi Yılbaşı Baloları”, Popüler Tarih, Sayı:29, Ocak 2003,s,55.)

Günümüzde Yılbaşı Kutlamaları ve Dini Boyutu

Bugün dünya genelinde yılbaşı kutlamaları, dinsel bir bağlamdan öte kültürel bir anlam da ifade etmektedir.

İnsanlar yeni yıla yönelik iyilik, bereket, refah, huzur ve barış beklentilerini, yeni yıl kutlamalarında bazı etkinlik ve şenliklerle dile getirmektedirler. 

Dolayısıyla böyle yeni yıl kutlamaları; tıpkı içinde farklı ekonomik ve sosyal amaçları da barındıran;

Anneler-babalar günü, 

Dünya kadınlar günü,

Doğum günü kutlamaları gibi evrensel kültürün bir parçası olarak üretilen ve geliştirilen;  sonuçta bütün insanlığa mal olan gelenek, görenek ve davranış biçimi olarak görülmektedir. 

Bu bağlamda yılbaşı (yeni yıl) kutlamalarında dinen bir sakınca yoktur. Milli ve manevi değerlerimizde, kültürel bir yozlaşma olarak değerlendirilse bile, dinen “Haramdır” denilemez.

Ancak her türlü dini ve ahlaki değerlerin ayaklar altına alındığı; 

İnsanı, insanlığından çıkaran, çılgınca ve ahlaksızca eğlence; 

Ölçüsüz ve sınırsız tüketimlerin yapıldığı yeni yıl kutlamaları da yapılmaktadır.

Dünyada  ve ülkemizde, bu tür Yılbaşı kutlamalarını, sadece İslam dini değil, diğer semavi dinler de kabul etmediği gibi, aklı selimin de reddettiği bir gerçektir. 

Bu kutlamalar esnasında dinimizin emir ve yasaklarına, ya da genel ahlâka aykırı,  insanların malına mülküne ırz ve namusuna zarar veren, kamuoyunu rahatsız edici veya toplumsal kurallara ters davranışlarda bulunmak kesinlikle caiz değildir. 

Ayrıca bazı müslümanlar bilerek veya bilmeyerek bir çok hurafe ve batıl inançlara meylettiği gibi, Noel yortusunda (Bayramında) kullanılan, Noel baba ve çam süsleme ritüellerini de  kullanmaktadırlar.  

Bu hurafe ve batıl inançlar, İslam’ın akaid esaslarına aykırı olduğu gibi, Noel ritüellerinin yapılması da caiz değildir.

Özellikle dinimize, milli ve manevi değerlerimize aykırı birtakım eğlence (fuhuş, zina, kumar vb.) ve dinen haram sayılan tüketimle (Alkol,uyuşturucu vb.) yılbaşı kutlamaları yapmak; 

Dinen “Haramdır”. 

Vesselam.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz