Yollar yürümekle aşınır mı?

0
Latest posts by Emrullah Bayrak (see all)

İktidar partisinin avukatlık yasası ile baroların yapısına yönelik düzenleme girişimine karşı 80 baro başkanının başlattığı ‘Savunma Yürüyüşü’, Ankara’da polis engeline takılınca gündemin ilk sırasına oturdu.

Önce HDP “Darbeye Karşı Demokrasi Yürüyüşü” yaptı sonrasında avukatlar.

İkisine de yapılan muamele üç aşağı beş yukarı aynıydı desek de HDP’de ölçü farklıydı.

Dağına göre kar.

İktidar partisi, oldu bitti yürüyenlerden, konuşanlardan, eleştirenlerden hoşlanmıyor.

Sıfır tolerans, sıfır hoşgörü.

Toplumu, “itaat et kurtul” politikasıyla yönetmenin peşinde.

Bakın bu yürüme işi de yine CeHaPe’nin başının altından çıkmıştı.

Hatırlayın “Adalet Yürüyüşü”nü.

Yürüyüşlerin ismi bile 1-0 yenik başlamanız için bir sebep.

Adalet.

İyide kardeşim, insana gülmezler mi?

Ülkeme, adalet, yağmur olmuş başımızdan aşağı yağıyor (!)

Siz adaleti göremiyorsanız iktidar ne yapsın?

Gözünüze dizinize dursun.

Yürümenin babası ise elbette rahmetli Süleyman Demirel.

Tam 6 defa gitti, 7 kere geldi.

Öyle kolay mı gidip gelmek?

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e atfedilen “Yollar yürümekle aşınmaz” sözünün aslının “Sokaklar eskimez, takati olan yürür” olduğunu da bize bundan tam 5 yıl önce Hürriyet’teki köşesinden gazeteci Faruk Bildirici haber vermişti.

Yıl 1968.

Demirel Başbakan ve Adalet Partisi Genel Başkanı.

Partisinin Ankara İl Kongresi’nde, öğrenci eylemleri ve yürüyüşleri konusundaki eleştirileri yanıtlarken söylüyor bu sözü.

9 Kasım 1968 tarihli Hürriyet’teki haberin başlığı, Demirel, birtakım yürüyüşler oluyor diye asabınız bozulmasın.

Kısa bir haber. Bu cümlenin öncesinde söylenenler ve devamı verilmemiş.

Aynı gün Milliyet’te çıkan haber daha ayrıntılı. Başlıkta “Demirel: Sokaklar eskimez. Takati olan yürür denilmiş. Konuşmadaki o bölüm şöyle aktarılıyor:

Kudretli iktidar eline sopa alan ve her önüne gelenin başına vuran iktidar değil, vatandaşın hak ve hukukunu gözeten iktidardır. Memleketin huzura, sükuna ihtiyacı vardır. Memleketimiz hareketlenmiştir. Bu sebepten bazı rahatsızlıklar olacaktır. Gösteriler yapılıyor diye asabımız hiçbir zaman bozulmamalıdır. Sokaklar eskimez, takati olan yürür.

Aslında yazıyı burada noktalamam gerekiyor çünkü rahmetli, söylemek istediğimiz her şeyi öz cümleleriyle özetlemiş.

Bu sözler 1968 yılında söylenmiş.

Biz 2020’de yine aynı şeyleri konuşuyoruz.

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, baroların daha çoğulcu ve katılımcı bir yapıya kavuşmasını istediklerini belirtiyor.

Güzel.

Peki, barolara “Biz, sizi çoğulcu ve katılımcı bir yapıya kavuşturmak istiyoruz; ne dersiniz?” diye soruldu mu?

Halka rağmen halk için düzenleme olur mu?

Sayın bakan, kamuoyuna açıklanan bir taslağın da olmadığını söylüyor.

O zaman bu avukatlar, barolar neden yürüyor?

Madem yürüyor; sözleri, yürüyüşleri, eleştirileri neden kesilmek isteniyor?

Savunma, yargının temel unsuruysa bakana düşen görev Ankara’ya kadar gelen avukatlarla görüşme yapmasıdır. “Teklif yok, hangi maddesine karşı çıkıyorsunuz?” sorusunu direk yürüyenlere sormasıdır.

En azından dedikleri hayata geçmese bile büyüklük yapıp dinlenmiş olunur.

Yollar yürünmekle aşınmıyor, sokaklar eskimiyor ama iktidarlar hep vatandaşı aşındırıyor, eskitiyor.

Bizlerin de artık yürüyecek takati kalmadı.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz