Zaman nedir? Gerçekte zaman diye bir şey var mı?

1
Latest posts by İbrahim Yersiz (see all)

Yerçekimi var, diyoruz. 

Niye?

Çünkü görü sınırımızdaki boşlukta hiçbir şey havada durmuyor, yere düşüyor. 

Bizim yerçekimine dair temel kanıtımız buydu. 

Einstein bize bunun böyle olmadığını, yerin manyetik alanının böyle bir olaya neden olduğunu gösterdi ve farklı alanlarda bu özelliğin değişiklik gösterebileceğini…

Ama ışığın yol alırken zamanla ilişkisi konusunda o da bizimle aynı hatayı işlemeye devam etti. 

Çünkü ışığın hareket özelliğini tanımlarken o da bizler gibi zamana bağlı bir hareket çizelgesi çıkardı. Işığın bu özelliği en şaşmaz zaman sabitelerimizden biri olsa da zamanın bir sabite alınması hatasına düştü, çünkü o da şeylerin özelliği ile zamanı birbirine karıştırdı. 

Oysa zamanın şeylerle bir ilişkisi yoktur, çünkü zaman dediğimiz şey yoktur, o bir varlık değildir, şeylerin özelliklerine bizim getirdiğimiz bir çeşit tanımlama biçimidir. Biz olayları ifade açsından kendimize izah etmeye çalışırken böylesi soyut bir tanımlama biçimi geliştirmiş, kullanıyoruz. Zaman dediğimiz şeyin farklı alanlarda farklılıklar göstermesinin nedeni de buradan gelmektedir. Çünkü alan değiştiğinde şeylerin birbirleriyle olan etkileşimleri değişmekte, bu da ortaya farklı zamanlara göre tanımlamaya muhtaç yeni bir sorun çıkarmaktadır.

Bizim her şeyi belirli bir zaman çizelgesine bağlama ve belirli bir zaman aralığı üzerinden almaya çalışmamızın gerçekte bildiğimiz zaman ile bir ilgisi yoktur, bu baştan sona bizim olayları kendimize izah ederken kendi geliştirdiğimiz bir soyutlamadır. 

Ki biz zaten burada zamanı anlatıyor gibi görünsek de aslında zaman diye bir şeyi anlatmıyoruz, olayların değişen şartlara göre ne tür özellikler aldıklarını anlatıyoruz.

Yani zaman burada olayların özelliklerini anlaşılır kılma çabasında kendi var ettiğimiz bir araçtır. Bizim zamanı bir sabite şeklinde almamız ise olayların tanımlanmasında bizim sabit bir referansa ihtiyaç duymamızla ilgilidir.

Oysa zaman bir sabite değildir, şeyleri tanımlarken onların karmaşık özellikleri içinde kaybolmamak için kendi uydurduğumuz bir referans noktasıdır, soyuttur, onu her şeye yoracak şekilde bir var etmiş, biz soyutluyoruz.

Gerçekte şeyleri ortadan kaldırdığımızda zaman diye tanımlayabileceğimiz bir şey de kalmamaktadır, çünkü ihtiyaç olmaktan çıkmaktadır.

Zira zaman bir varlık değildir, şeylerin özelliklerini tanımlarken onu biz geliştirmişiz; tüm zorlamalarımıza rağmen zamanı temel bir sabite olarak alamamamız, alan değiştirirken onu yeni alanların özelliklerine göre almak zorunda kalmamızın nedeni de onun bu özelliğinden kaynaklanmaktadır. 

Bir an ışık hızını bir sabite olarak aldığımızı düşünsek bile, bu yine de zamanı bizim gerek duyduğumuz referansif bir tanımlama olarak ortadan kaldırmaz.

Çünkü ışık hızı zamansal bir özellik değildir, maddenin bir hale esas kendi özelliğidir, ki bu özelik değişebilir bir şeydir, zira maddenin özellik değiştirme kabiliyeti bir zamana göre değil, alan etkileşimine göredir. Bu alanların bizimle bir ilişkileri olsa da görülme şartları görü duyularımızın üstünde oldukları için onları yeterince görmüyor ve haklarında şimdilik farklı zamansal kavramlar geliştirme ihtiyacı duymuyoruz.

Oysa gördüklerimiz görü duyularımızın cevaz verdiği bir sınırdır ki bu, maddenin katı, sıvı ve gaz hali şeklinde görmemizden başka bir şey değildir. Gerçekte ise onları temel halleri içinde görmesek bile madde diye bir şey yoktur, olaylar vardır ve olayların yapısal özellikleri gereği nasıl varlık gösterdikleri.  

Kısacası zaman dediğimiz şey kendi ihtiyaçlarımızdan ötürü kendi uydurduğumuz bir şeydir; ölçümde güneşi, ayı veya atomları referans almamız şeylerle ilişkilerimizde bir şaşmazlık yakalamak içindir. Ki gerçekte güneşin zamanı da belirli değildir, ayın da öyle, atomlarında, tümü kendi yapısal özelliğine göre birtakım farklılıklar göstermekte ve farklı alanlara çıktığımızda gösterdikleri farklılıklarla bizleri pek ala tekrar tekrar yanıltabilmektedirler. 

İnsanlar zamanı anlamak için eskiden beri kendilerine sorar dururlar:

“Zaman nedir? Gerçekte zaman diye bir şey var mı?

Cevapları umumiyetle zamanın var olduğu yönündedir; çünkü görü sınırlarındaki şeyler değişmektedir ve bu değişim mutlak bir zaman döngüsüne göre varlık göstermese de belirli bir zaman döngüsüne göre varlık göstermektedirler. 

Sizler onlara muhtemelen bugün de zamanın bir soyutlama olduğunu, onu olayları anlamak ve kendimize izah etmek için onu kendimizin uydurduğunu söyleyemezsiniz. Çünkü onlar görünür olana bakıyorlar ve dar alan hesabı sizi değil, onları doğruluyor. Bunu aşmak istiyorsanız bu görü sathını da aşmalısınız.

Oysa olaylar değişiyor ve tüm değişimler kendi bireşimsel özelliklerine göre kendilerini gösterdikleri gibi, farklı alanlarda da farklılıklar gösterebiliyorlar. Biz yalnızca onları anlamak için görece kapsayıcı olduğuna kanaat getirdiğimiz bir zaman ölçer tekniği geliştirmişiz. Bu ölçüm tekniği farklı alanlarda eksik kalsa da -ki kalıyor- tüm yaptığımız kademeli olarak olasılıkların sayısını artırmak, zamanı onlara göre yani baştan düzenleme yoluna gitmektir. Çünkü o düzenleme şartı bizim kendi inhisarımızdadır.

Bu da bize gösteriyor ki düzenleme şartı bizim elimizde ise, o zaman zaman dediğimiz şey de -kendine müşahhas bir şey değildir- bize dair bir şeydir. Zaten zamanı nasıl yaşayacağımıza karar verebiliyor olmamız bunun için yeter kanıtıdır.

Ama insanlar zamanın kontrol edilebilir olmasını bu şekilde anlamıyor, onu daha çok sonsuz yaşama arzularıyla açıklamak istiyorlar. Oysa sonsuz yaşama isteğinizin de zamanla bir ilgisi yoktur, bu bütünüyle bireşimsel yapınızla ilgili bir neticedir ki, siz zamanı değil, kendinizi değiştirirseniz bu pek ala mümkün de olabilir. Çünkü bu alanda, bu bireşimsel yapıyla bu şekilde yaşamaya mücehhezsiniz, bireşimsel yapınızı değiştirdiğinizde muhtemelen farklı bir zamana göre yaşar duruma gelirsiniz. Ama iş alan değişimine geldiğinde bu biraz daha karmaşıklaşmaktadır, çünkü her alan her organizmaya hayat şansı tanımamaktadır; yani burada organizmanın gereksindiği şartları da değiştirmek gerek ki, bu da daha uzun bir hikayedir. Fakat bu arada -uzun veya kısa- her alanında farklı bir zamansal yaşam aralığına karşılık geleceği de muhakkaktır.

Kısa kesersek, anlatmaya çalıştığım şey zaman bir olay veya olgu değil, bir tanımlama fiilidir, onu şartlardan çıkarsamış olsa da biz var ettik. Bir şeyi zamana bağlı izah etmemiz bütünüyle bizimle ilgili bir ihtiyacın neticesidir. Yani kısacası zaman diye bir şey yoktur, şeylerin belirli bir zamana göre farklılıklar göstermeleri kendi yapısal özeliklerinin bir sonucudur. Biz yalnızca o farklılaşmaları izah etmek ve bir açıklığa kavuşturmak için kendimiz böylesi bir ölçüm fiili geliştirmiş bulunuyoruz. Çünkü bu görü şartında bir şeyleri referans almadan bir izaha kavuşturmak bize göre değildir.

1 Yorum

  1. Anlattığınız şey bir sav ama gerçekmiş gibi anlatmışsınız. Ama tamamen hatalı.
    ” ünkü zaman dediğimiz şey yoktur, o bir varlık değildir, şeylerin özelliklerine bizim getirdiğimiz bir çeşit tanımlama biçimidir.”

    bu doğru ise yüksek hızla giden cisimler açısından zaman genişlemesi nasıl oluyor?
    Yörüngedeki uydular çok hılzı hareket eder, dünyanın çevresinde 1,5 saatte bir tur atar. Gps uyduları da öyle. Hız o kadar yüksektir ki zaman genişler bu sebeble gps uyduları sürekli güncellenmelidir, aksi halde eğer GPS görelilik etkisini hesaplamasaydı bugün 0.8 km uzaklıkta olan petrol istasyonu sadece 1 gün sonra 8 km uzaklıkta gösteriliyor olurdu.

    https://www.herkesebilimteknoloji.com/haberler/fizikuzay/einsteinin-gorelilik-kuraminin-gercek-hayattaki-yansimasi

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz