Zamlar Loading

0

Rahmetli Yaşar Nuri Öztürk’ten nakille;
Tilkinin biri yavrusuna demiş ki:
“Yavrum, bütün bu bağlardaki üzümlerden yiyebilirsin. Sadece köyün mollasına ait bağın üzümleri hariç. Hatta aç kalsan dahi o bağı aklına bile getirme.”
Genç tilki babasına sormuş:
“Neden? O bağın üzümleri zehirli mi?”
Tilki yavrusuna cevap vermiş:
“Hayır, çocuğum. Eğer molla bağından üzüm yediğimizi anlarsa yarın hemen ’tilki eti helaldir’ diye fetva verir ve neslimizi yok eder.”

Gücü, insanların cehaleti üzerine kurulmuş toplumlara hiç bir zaman bulaşma. Anlatamazsın, dertlendiğinle kalırsın.

Eski zamanlarda esnaf zam yaptığını söyleyemezmiş müşterilerine. İşte böyle zamanların birinde bir kahvehane sahibi camına şöyle bir mani yazmış;

“Kahve gelir Yemen’den, yolları ırak.
Üç kuruş yetmiyor, beş kuruş bırak.”

Bunu okuyan müşterilerden biri, bu maninin yanına başka bir mani kondurmuş;

“Kahve gelir Yemen’den, yolları sapa.
Üç kuruş yetmiyorsa, dükkanı kapa.”

Akp’nin 15 yıllık iktidarı döneminde zam yapmaması lazım gelir. Yönetilmede Ustalık dönemindeyiz, aksine daha da indirim beklenir. Ama gel gör ki milletin kem talihi hiç değişmiyor.

Zam, aleyhte bir artış olarak uygulandığında “fiyat düzenlemesi” olarak telaffuz edilen bir söz öbeğidir. Zam, Türk halkının beynini kemirmiş bir kelime olması itibariyle özellikle mevcut hükümet temsilcilerinin bu yola sıkça başvurduğu gözlenmekte, bilhassa da 2018’e girilirken…

Biz buna kelime ya da söz cambazlığı diyoruz…

Maaşa uygulanmadığı sürece hayatı çekilmez kılan, benzin, kira, telefon, tüketim malzemeleri, v.s.’ye uygulandığında oranı gayet rahat yüksek tutulurken söz konusu maaş olduğunda %10’u geçmeyen fiyat artışı. Elektriğe yüzde 8,8, köprü ve otoyollara bir o kadar zam geldi. Ufaktan ve yüksek yüzdeyle geldi zamlar.

Emekli maaşlarını, asgari ücreti belirlerken barım barım bağırılan o “enflasyon tek haneli !” egoist cümlelere ne oldu şimdi? Azgari ücret ve maaş artışlarını verdiler kaşıkla, arkasından döşediler zammı kepçeyle. Bir nevi illüzyon, şapkadan tavşan çıkartma.
Milletçe alışkınız, ne de olsa ilk defa zam yapılmıyor ya?

Mustafa Güngece isimli kişinin söylediği bir parçaya denk geldim internette. Sözler, danslar filan izleyince ne demek istediğimi anlarsınız:
Şarkıda exorcist bir nakarat var.

“Ah anne şimdi ıspanak olsa
(paramız olsun bakarız yavrum)
İçine de kırsak altı yumurta
(biz beceremeyiz yakarız yavrum)
Ha bir de kaymaklı yoğurt yanında
(onu da alırsak batarız yavrum)
Yenir mi her gün çorba makarna
(ay sonu olsun bakarız yavrum)
haydi be patron, zaaaam zam!”
Tabii şarkıdaki zam talebi maaşa, tüketimdeki nesnelere değil !

Şu kadar büyüdük. Bu kadar yatırım yapıyoruz. Her şey güllük gülistanlık. Hükümet olarak şaşkınız, bu zamlara. Ekonomimiz çok iyi gidiyor diye bu zamlar. Yollar yapıldı, köprüler yapıldı, şehir hastaneleri yapıldı, bu harcamaların karşılanması gerek.

Millet olarak çok bonkörüz. Doların kuru düşürülecek, koşar tüm dolarları bozarız. Ekonomi dönmüyordur. Zam yapmak icap eder. Nasılsa halk öder.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz