Keşmir’de acil sağlık durumu ilan edilsin!..

0

Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisi’nde dün başlayan BM İnsan Hakları Konseyi’nin (İHK) 42’nci oturumu için İsviçre’ye gelen Pakistan Dışişleri Bakanı Şah Mahmud Kureyşi, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom ile bir araya geldi.

Pakistan’ın BM Cenevre Ofisi Nezdindeki Daimi Temsilciliğinden yapılan açıklamaya göre, Kureyşi, görüşmede 15 milyon Keşmir halkının temel sağlık ihtiyaçlarının karşılanması için Adhanom’dan üzerine düşen görevi yapmasını istedi.

Kureyşi, “Hindistan’ın işgali altındaki Cammu Keşmir’in” özerk statüsünü garanti alan anayasanın 35A ve 370. Madde’lerinin Hindistan hükümetince “yasa dışı” şekilde 5 Ağustos’ta iptal edildiğini belirterek, Adhanom’a Cammu Keşmir’de “acil sağlık durumu ilan” edilmesi gerektiğini vurguladı.

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet, dün İHK’da yaptığı konuşmada, Hindistan hükümetinin Cammu Keşmir eyaletinde internete erişim ve barışçıl eylemlere kısıtlama getirmesiyle yerel siyasetçi ve aktivistleri gözaltına alması da dahil son günlerdeki eylemlerinden derin endişe duyduğunu belirtmişti.

Bachelet, “Özellikle Hindistan’a (Keşmir’deki) insanların temel hizmetlere erişiminin sağlanması için mevcut tecriti veya sokağa çıkma yasağını hafifleştirmesi ve gözaltına alınanların haklarına saygı gösterilmesi konusunda başvuruda bulundum.” ifadesini kullanmıştı.

Öte yandan, Pakistan Dışişleri Bakanı Kureyşi’nin bugün İHK’da yapacağı konuşmada, Keşmir sorununu gündeme getirmesi bekleniyor.

Hint askerlerine işkence suçlaması

Hindistan’ın özel statüsü kaldırılan ve kısıtlamalar uygulanan Cammu Keşmir bölgesinde köylüler, Hint güvenlik güçlerinin kendilerine işkence ettiği iddiasında bulundu.

Associated Press ajansının haberine göre, Cammu Keşmir’in güneyinde yaşayan 50 yaşındaki Beşir Ahmed Dar, Hint askerlerinin Heff Şirmal köyündeki evine baskın düzenlediğini ve 48 saat boyunca kendisini darbettiğini anlattı.Dar, askerlerin Cammu Keşmir’de Hindistan yönetimine muhalefet eden direnişçilere katılan erkek kardeşini bulmasını ve teslim olmaya ikna etmesini istediklerini, aksi halde sonuçlarına katlanmakla tehdit ettiklerini aktardı. Dar, 14 Ağustos’taki baskında Hint askerlerinin, pirinç ve bazı gıda stoklarını gübre ve gaz yağıyla karıştırarak kullanılamaz hale getirdiğini de söyledi.

Hint askerlerinin bir defasında da kendisini askeri bir kampa götürdüğünü ifade eden Beşir, burada bayılana kadar dövüldüğünü ileri sürdü. Hint güvenlik güçlerinin işkencesine maruz kaldığını söyleyen köylülerden Sonallah Sofi de Parigam köyündeki evine düzenlenen baskından sonra askerler tarafından zorla götürülen iki oğlunun zincir ve demir çubuklarla dövüldüğünü öğrendiğini dile getirdi.

Sofi’nin işkenceye uğrayan oğlu Muzaffer Ahmed, askerlerin, direnişçilerin kimliklerini tespit etmek için 10 kişiyi köy meydanında topladığını belirterek “Ağlayarak bizi bırakmalarını istedikçe daha acımasızca dövdüler. Bizi lağım suyu içmeye, toz, toprak yemeye zorladılar.” diye konuştu.

Muzaffer, vücudundaki yara izlerini göstererek “Üç saat boyunca sırtımıza ve bacaklarımıza vurdular. Elektrik şoku verdiler.” ifadesini kullandı. Cammu Keşmir’de yaşayan 60 yaşındaki Abdül Gani Dar da Marhang köyündeki evine ağustos başından bu yana yedi kez baskın yapıldığını, kızını askerler gelmeden önce başka bir yere gönderdiğini kaydetti.

Kızların ailelerinden koparılmasıyla tehdit edildiklerini dile getiren köylülerden Nazir Ahmed Bhat da “Muzaffer ordular gibi evlerimizi ve kalplerimizi yağmalıyorlar. Hayatlarımız, onurumuz ve mallarımız üzerinde hakları varmış gibi davranıyorlar.” dedi.

Hint Albay Rajesh Kalia ise Hindistan ordusunun insan haklarına değer verdiğini vurgulayarak iddiaların tamamen yersiz ve gerçek dışı olduğunu söyledi. Kalia, “Bölgede terörist yapılanma ihbarları yapılmıştı ve bölücü faaliyetlere karıştığından şüphelenilen gençler yasa gereği polise teslim edildi.” açıklamasını yaptı.

Hindistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Ajit Doval da ordunun Cammu Keşmir’de bu tür operasyonlar yapmadığını, herhangi bir vahşetin yaşanmadığını savundu.

Özel statünün kaldırılması

Hindistan, anayasanın yarım asırdan uzun süredir Cammu Keşmir’e ayrıcalık tanıyan 370’inci maddesini 5 Ağustos’ta iptal ederek bölgenin özel statülü yapısını ortadan kaldırmış, Cammu Keşmir’i iki birlik toprağına ayırmıştı. Kararının ardından bölgede Hint güvenlik güçleri Cammu Keşmir’de asayiş operasyonlarını ve sivil halk üzerindeki baskıları, yoğunlaştırmış, bölgedeki tüm yerel partilerin yöneticileri ve üyeleri gözaltına alınmıştı.

Cammu Keşmir Sivil Toplum Koalisyonu (JCCS), yayımladığı bir raporda, son 10 yıl içinde 293 sivil ve 119 silahlı direnişçinin Hint güvenlik güçleri tarafından işkenceye uğradığı 432 vaka tespit edildiğini bildirmişti.Geçen yıl BM, Cammu Keşmir’deki Hint güvenlik güçlerinin işkence, tecavüz ve yargısız infaz uygulamalarıyla ilgili bağımsız uluslararası soruşturma talep eden bir rapor yayımlamıştı.

İngiltere’den bağımsızlığın kazanıldığı 1947’den bu yana Cammu Keşmir, kendi yasalarını çıkarabilen ayrıcalıklı konumdaydı. Bu özel statü, yabancıların bölgeye yerleşmesine ve mülk edinmesine izin vermeyen vatandaşlık yasasını da içeriyordu.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz